11 Haziran 2012 Pazartesi


Aşk/ın Yalan Sözcüklere Bulandığı Anlar!

Bazı insanlar size özel olduğunuzu hissettirir, bazılarına da verdiğiniz değer karşısında haketmediğini gördüğünüzde kendinizden nefret edersiniz. Çoğu zaman bu kez yanılan ben olayım sözcüğü sizi yine haklı çıkarır. Ben özel biri değilim.Orta boylu ve orta kilo da ortalama bir zekam var ve ortalama bir eğitim aldım. Kısacası ben herkesim. Bende herkes gibi sıradanım, ve unutmayın sıradan her insan yalan söyler. Bunun boyutları var elbet, yalanın pembesi olur diye kendinizi kandırmayın. Her yalan mutlaka incitir! Ama bazı insanlar bunu oyun haline getirmiş ve en özel kelimeleri bile bi çırpıda söyleyebiliyorlar. Mesela "Seni seviyorum"...

Ahh! Çocuk oyuncağı haline getirilmiş hislerin aşkına. İnsanlar yalan söylemeyi oyun haline getirdikleri gibi aşkı da hafife alıp duyguların üzerinde bir o kadar karaktersizce oyunlar oynuyorlar.
Bana göre artık, yüzü yok bir aşkın! Sesi yok, günlerine ağlayan bir kadın yok!
Bir iç denizden başka bir iç denize kapaklanıyorsa içsizliğiniz, elinizde kırık dökük tümceleri yama yaparsınız aşikar!
Ve siz o kentin tüm orospularına merhametle bakar, en güzel aslında onlar ağlar dersiniz!
Sonu gelse dünyanın, illaki bağırırdı yeter artık,bir ses ne olur diye! Yada alışmalı mı ?Nefes/sizliğe. Kim bilir belkide sarabilirdi tüm tanrılar şefkatle vede merhametle!

Tanrı dedim de.Neden piç çocuklara tiksinerek bakıyor insan? Bak işte "o" gitti ve piçleştim hepsi bu! Bir "aşk" baba gibi kokmuyorsa ve baştan çıkarıp sevgiyle dokunmuyorsa, kulağına fısıldanan "aşk" kelimesi akordunu yitirir! Rutin bir sarsıntıyla her sevişmede biraz daha yitik vede bitik!
"Aşk" diyor bir adam ve yüzsüz bir kadın oluyor kahramanı, kal deseydi kadın kalır mıydı "o" adam? Hayır. Kalmazdı. Çünkü "o" konuşmayı bilmezdi!

Allahıma kitabıma yemin ederim ki özlememek için sadece sabır diliyorum artık, ve daha cümlem bitmeden bir gidişin, kayboluşun yaşandığı an/lar kalıyor gözlerimde!
Ağlamak nasıl bir şeydi anne?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder