8 Haziran 2012 Cuma



Rüya bu sanırım!

Hiç ummadığın bir anda çıka gelen misafir gibidir "aşk" geldiği gibi sessizce gider. Oysa ne iyi ettin hoşgeldin deriz önce, açarız sol yanımızı korkusuzca. Ama giderken cefa dan başka birşey bırakmaz.Sende öyle, es kazamıydı karşıma çıkışın, yoksa planlı bir oyunmuydu bilemiyorum.  Ama bazı gerçekler var ki kabullenemeyiz. Tabiri caizse konduramayız deriz. İstediğimiz tek şey huzurdur, biraz sevgi, biraz ilgi karışımı bi kokteylden ibarettir aslında.
Dün gece bi rüya gördüm kocaman bir ağaç evin içinde binbir değişik insan ve rengarenk giyimleriyle odalarda gezinen açılan her kapıların ardında şeffaf objeler falan filan.. İlginç, karmaşık bir o kadar da gerçekti sanki. Aslında hayatta bundan ibaret değilmidir? Hiç tanımadığınız birini düşünün mesela konuşmasıyla, hareketleriyle aniden o ortama renk katmaz mı? İyisiyle, kötüsüyle, neşelisiyle, sevimsiziyle binbir çeşit karakter bulunamaz mı?

Deliriyorum galiba!
Neden bu kadar sorgularım, neden hep nedenlerim çok fazla? O kadar çok sorularım varki beynimde cevapları olmayan, sorsam deli ilan edileceğim türden sorular.
Kararsızım, tepkisizim, suskunum...

Yazdıkca çoğalan bi ruha sahip olmalıyım. Yazdıkca kendimi bi puzzle gibi tamamlayan, birleşen parçalarım var. Her biri yerine oturmalı yoksa hep bi tarafım anlamsız manasız kalıveriyor...
Sen- ki; rahminden düştüğün hızla düştün gözümden! Şimdi herşey sıradan, sözlerin anlamsız, sevgin hiçten ibaret...
Ne kaldı ki geriye koca bir hiçten başka!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder